0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Mekin ŞAHİN-Yazdı

Sonun Başlangıcı Ankara Tandoğan

Nihayet CHP alanlara indi. Yıllarca yazdım, anlattım, raporlar hazırlayarak genel başkanlara gönderdim.

CHP yüklendiği misyonu sokaklarla yerine getirir dedim.

Türkiye halkı yüz yüze, göz göze temas ister.

Karşısında söylenenlerin doğruluğunu o temaslar esnasında görür ve kabul eder. Uzaktan, sadece görsel ve yazı iletişimlerine çok sıcak bulmaz.

Nihayet değişim ve dönüşüm iddiasıyla genel başkan seçilen Özgür Özel; ilk değişimi Tandoğan alanında yüz binlerce emekçiyle yüz yüze göz göze gelerek başlattı. Kürsüde konuşan Özel inancını dile getirdi. İçten ve çok net. Dalmaca her konuya girdi. Gerekçeleriyle anlattı.

CHP yeniden açıldığı günden beri ilk defa bir genel başkan, başta sendikalar olmak üzere tüm çalışanları örgütlü güç olmaya, sendikalaşmaya ve örgütlü mücadeleyle hak aramaya çağrı yaptı!

1 Nisan 2024 günü yaptığı hatayı fark ederek, ‘’geçim yoksa, seçim var’’ sloganını mitinge gelen halkla haykırdı.

Erken seçimin fitilini ateşledi.

İşte CHP genel başkanı böyle olmalı. Kişisel kaygılar yok olmuş, ülke ve halkının geleceğini korumaya yürüme algısını Tüm Türkiye ve dünyaya ilan etti.

Oku yaydan fırlattı! Erken seçim sloganı harika: ‘’ Geçim yoksa, seçim var!’’ Sıra İl ve ilçe örgütlerinde.

Genel başkan Özgür Özel’in isteklerini ve çağrılarını dalga, dalga dağa taşa taşıma süreci başlamalıdır. Tarımın kahramanı köylüye, Fabrikada ki işçiye, varoştaki halka, her yerleşim biriminde ki esnafa, emperyalist odaklara alet olmayan iş dünyasına el uzatarak; CHP’nin çözüm iddialarıyla erken genel seçime destek vermelerini ve AKP hükümetine son vermelerini istemeliler.

İl ve ilçe örgütleri genel başkanı ve genel merkezi temsil ediyor.

CHP adına seçilen milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesinin örgütün üstünde olmadığını, emrinde olduğunu bildirerek, CHP iktidar yürüyüşünde konumları hatırlatılmalı. Yakılan ateşle kendi içinde sorunu tartışan, uzlaşan; devleti yönetme rekabetinde omuz omuza yol alma zamanı başlamıştır.

Kim bilir Ankara Tandoğan’la başlayan süreç 1971 sonrası Ecevit efsanesine benzer yeni efsane üretir.Türkiye’nin buna çok ihtiyacı var.

CHP ateşini yaktığı erken seçime her açıdan hazır olarak girmeli. Türkiye halkının sorunlarını çözen politikaları net olmalı.

Çözüm odağında insan olmalı. ülkede evrensel hukukla adalet ve barışın hüküm süreceği gösterilmeli.

Türkiye yurttaşı yarınını güvenli ve huzurlu görmeli.

Türkiye analiz edildiğinde; açlık, yoksulluk, işsizlik, çaresizlik, hak armada adaletsizlik, alım gücü kaybı, sağlık ve eğitim kalitesizliği, ekonomi ve terör kaynaklı göç, kent bilinci yoksa, yurttaş üretimin tüm birimlerinde örgütlü değilse nedeni üretim sisteminin tıkanması ve ekseninden kaymasıdır!

İlk adım Üretim sistemi yeniden koordine edilmeli.

İthal ikame algıdan ihracat ikame algıya dönüşen üretim güçlenmeli.

Kaynakların yerinde üretime sokularak, ekonomik göç durdurulmalı.

Anadolu kültürünün parçası halkın etnik ve inanç talebini çözecek politikalar hazır edilmeli. Eğitim ve öğretim üretim sisteminin ihtiyaçlarına endekslenmeli. Üretim ve eğitimin planlanması birbiriyle örtüşmeli. Sağlık sosyal devlet algıyla yeniden inşa edilmeli.

Üniversiteler araştıran, üreten ve yol gösteren nitelikli kuşak yetiştirmeli.

İnovasyon:

‘’bir ülke için sürdürülebilir büyüme, toplumsal gönenç ve artan iş olanakları anlamına geldiğinden, inovasyon için gereken ortamın oluşturulması devletler için birinci öncelik olarak kabul edilir. Bu da başarıyla çalışan bir sistemin kurulmasını ve etkin politikaların tasarlanıp uygulanmasını gerektirir. İnovasyonda sistem yaklaşımı hem bilginin üretilmesi hem de yayılarak uygulanması süreçlerini kapsadığından politikanın odağı, kurumlar arasındaki etkileşime dayanır.

‘Ulusal inovasyon sistemi’ bu kurumlar bütününü ve aralarındaki bilgi, finansman ve regülasyon akışını tanımlayan dinamik bir sistemi ifade ettiğinden’’, bilgi çağında tüm yurttaşların insanca yaşayacağı, özgürlüğünün önünü açacağı algısıyla; inovasyon politik adımlar atılmalı.

Bir ülkede halk perişansa o ülkede devlet yönetimi hukuk dışı, adaletsiz ve keyfiyetle yönetmekten kaynaklanır.

Çünkü halk iradesi, yönetim iradesi tarafından dışlanmıştır.

CHP, Türkiye’de halkın perişan yaşamına son verecekse demokratik devlet yönetimini hedeflemeli. Halk iradesinin öne çıktığı, evrensel hukuk kurallarının ülke özeline uyumlu evirildiği, hak ve ödevlerini yerine getiren yurttaşın örgütlü güce sahip olduğu demokratik cumhuriyet iddiasını ilan etmelidir.

Üretimden tüketime, hak aramada görevini yerine getiren, özgürlükten tam bağımsız ülke olmaya, hukukun evrenselliğinden adaletli yönetime, eğitim ve sağlıktan insana değer vermeye, şiddet ve koku hükmüne son veren demokratik anayasa hazırlanmalı.

Yeni devlet yönetimini inşa ederek, yeni düzeni Türk insanıyla tanıştıran süreç başlatılmalı!

Hedef İnsan. Hedef Barış. Hedef insanca ve kardeşçe yaşamak. Sonun başlangıcı Ankara’da! İlk adımı Tandoğan!